DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, ekonomik krize ait yaptığı açıklamada, “Krizin çözülmesi, dövizde istikrarın sağlanması bunlar güç işler değil. Kriz ortamının en geç altı ay içinde ortadan kalkacağına, artık kriz lafının edilmeyeceğine inanıyoruz. Birinci seçimden sonra hükümet kurulur kurulmaz düzgün idareyle altı ay içerisinde bu kriz ortamı buharlaşır” dedi.
Sözcü Gazetesi’nin toplumsal medya hesabından aktarılan “Kira, barınma, beslenme sıkıntısından 15 bin 92’si İstanbul’da olmak üzere üniversite kazanan 105 bin 772 öğrenci okuluna kayıt yaptırmadı” haberine dikkat çeken Babacan, “İstedikleri üniversiteleri kazanmalarına karşın kira, barınma maliyetleri ve hayat pahalılığı nedeniyle kayıt yaptıramayan gençler online mı?” diyerek toplumsal medyadan canlı yayın gerçekleştirdi.
Karar gazetesinde yer alan habere nazaran; Babacan daha sonra, “Gençlerin onurunu ayağa kaldıracağız” başlıklı yayında gençlerin yorumları ve problemlere karşı tahlil tekliflerini şöyle anlattı:
“Gördüğüm bir haber üzerine canlı yayını açma gereksinimi hissettim. Son birkaç aydır Anadolu ve Trakya’da gördüğüm bir gerçek vardı. Gittiğim her vilayette, her ilçede gençler önümü kesiyordu. Diyorlardı ki ‘Biz üniversite imtihanlarında istediğimiz puanları aldık lakin ailemizin ekonomik gücü bizi okutmaya yetmedi.’ Bu yıl 850 bin öğrenci üniversiteye kaydolmayı hak etti. 850 bin öğrencinin 105 bin 772’si rastgele bir üniversiteye kaydolmamış. Sahiden bu çok üzücü. Bunu temelinde öncelikle ekonomik sıkıntıların olduğunu görüyoruz. Adım atıyorsunuz para… Ulaşım fecî kıymetlenmiş durumda. Besin fiyatları almış başını gitmiş. Öğrencilerin birçok makarnaya, patatese talim ediyor. Akşam yemeğini tek bir çorba ile geçiştiren çok sayıda gencimizle karşılaşıyorum. Kira fiyatları da aldı başını gitti, öğrencilik çok zorlaştı.
“Üniversiteyi kazanan gençler, yoksulluğa mahkum olmuş durumda”
Türkiye’nin durumu bu. Zahmet çok büyük, her yerden feryat iletileri geliyor. Gençlerimiz buna layık değil. Üniversiteyi kazanan gençler bu türlü bir yoksulluğa mahkum olmuş durumda ve bunu asla hak etmiyorlar. Türkiye çok hoş günleri yaşamıştı. Öğrenciliğimde; üniversiteyi kazanınca bir heyecan olurdu, umutla beklerdik. Maddi durumu düzgün olanla olmayan ailelerin ortasında düzgün eğitime ulaşma açısında büyük bir fark yoktu. Şu anda eğitimde fırsat eşitsizliği yakın tarihte görülmemiş formda büyümüş durumda. Hiçbir vakit bu türlü olmamıştı. İktisatta bir siyasetin olmaması enflasyonu yakın tarihin en yüksek düzeyine çıkardı. Hayat çok kıymetli, bunun tek sebebi berbat idare diğer bir şey değil. Pandemi ile birlikte dünyada enflasyonda bir ölçü yükselme oldu. Lakin sayılar ortada. Rusya ve Ukrayna’da yüzde 15-20 üzere sayıları görüyorsunuz. Avrupa ve ABD’de 7-8, Asya’da 2-3. Türkiye’de resmi enflasyon 80, gerçek enflasyon ise yüzde 200. Geçen sene bir lira olan bu sene üç lira oldu. Minimum fiyattaki artış belirli. Maaşlar hükümetin baskıyla TÜİK’e açıklattığı uydurma düşük enflasyon neyse o kadar artırılıyor. Gerçek hayat en az üç kat değerlenmiş durumda. Bunun en büyük acısını gençlerimiz yaşıyor. Tam da hayatlarının en heyecanlı devirlerinde. Bu yokluğu, acıyı maalesef gençler yaşıyor. Bunu gördükçe inanın kahroluyoruz.
“Gençlerimiz KYK bursundan artırdıkları parayla Avrupa’da tatil yapabiliyorlardı”
Arkadaşlarımın iktisadın başında olduğu devirde gençlerimiz KYK bursundan artırdıkları parayla Avrupa’da tatil yapabiliyorlardı. Bunlar yaşandı. Bu ülkenin gençleri o refah düzeyini yaşadı. Şu an üniversiteliler için laptop almak hayal. Bugünkü hükümet bu mevzular açılınca ‘Çıkar telefonunu’ diyor. Yokluktan bahsedince ‘Çıkar telefonu’ diyorlar güya telefon lüksmüş üzere… Türkiye’nin meseleleri çözülemeyecek problemler değil. İki ekonomik krizi de çözen grubun başındaydım. Bu kriz de çok kolay çözülür. Kıymetli olan işi bilen, dürüst insanların işin başında olması. Karar alırken istişare yapacaksınız. Her konuma işi bilen insanları yerleştirdiğiniz vakit inanın çok çabuk toparlar. Problemler çarçabuk çözülebilir zira kökünde berbat idare var. Düzgün bir idare iş başına geldiğinde bu sıkıntılar çözülecek bu kadar kolay. Biz daha evvel ki tıp yaptık bunu. Bu krizi de inşallah çözeceğiz, çok daha hoş günler Türkiye’yi bekliyor.
“Kriz ortamının en geç altı ay içinde ortadan kalkacağına inanıyoruz”
Krizin çözülmesi, dövizde istikrarın sağlanması bunlar güç işler değil. Kriz ortamının en geç altı ay içinde ortadan kalkacağına, artık kriz lafının edilmeyeceğine inanıyoruz. Birinci seçimden sonra hükümet kurulur kurulmaz düzgün idareyle altı ay içerisinde bu kriz ortamı buharlaşır. En geç iki yılda da enflasyon tek haneye düşer. Bana ‘Yapamazsınız’, Babacan değil ‘Bebecan’ diyorlardı. ’30 küsür yaşındaki yeni bir bakan mı çözecek bu enflasyonu?’ diyorlardı. Ancak yaptık, düzgün gruplarla yaptık. İnanın çok daha güzelini yaparız.
“Yurt meselesini ortadan kaldıracağız”
Yurt meselesini ortadan kaldıracağız. Her öğrenciye yurt sağlayacağız yurt yoksa kira takviyesi vereceğiz. Tüm eğitim masraflarını karşılayacak halde eğitim takviye banka kartı vereceğiz her öğrenciye. 18 yaşını dolduran herkes bu karttan yararlanabilecek. İlkokul, ortaokul ve lise öğrencisiyse velilerin kullanabileceği kartlar kelam konusu olacak. Bu kartlar yalnızca eğitim masrafları için kullanılacak.
Yurtlardaki yeme içme konusu… Bir öğünü çorbayla geçinmeye çalışan, sanki bir öğünle günü geçirebilir miyim diye bunu test eden yüzlerce arkadaşımızla karşılaşıyorum. KYK’daki yemek masrafları nedir ki? Öğrencilerimiz üniversiteyi kazandıktan sonra ‘ben geçinebilir miyim’ sıkıntısında olmayacak. Ben 11 tane devlet bütçesi yaptım. Bu ülke düzgün yönetildiğinde kaynaklar nasıl bollaşıyor, yolsuzlukla gayret edildiğinde, delikleri tıkadığınızda ortaya nasıl fazla kaynak çıkıyor, israfı önlediğinizde bu ülke nasıl zenginleşiyor bunu gördük. Kurallar aşikâr: Düzgün takımlar ve istişare. Bu iki kuralı uygulayın çözülemeyecek sorun yok.
“Üniversiteyi kazanıp da maddi zorluk yaşayan tek bir öğrenci kalmayacak”
Tüm arkadaşlarıma kelam veriyorum. Bizim devrimizde üniversiteyi kazanıp da maddi zorluk yaşayan tek bir öğrenci kalmayacak. Öğrencilerimizin temel gereksinimlerinin karşılanması büsbütün devletin garantisi altında olacak. İnanın çok kolay bunlar. Bu sene 300 milyar lira faize bulan hükümet öğrencilerimizin en temel muhtaçlıklarını bulmuyor. Zira öncelik rantta. Şu anda çok büyük bir servet transferi yaşanıyor. Biraz daha sabırla, seçimle farklı bir periyot açılacak. Bu zorluklar makus bir periyot olarak hafızalarımızın bir köşesinde kalacak.”