Kastamonu’da sel sularına atlayıp hayvanlarını kurtardı

Kastamonu’da, 3 Eylül’de etkili olan sağanak yağışlar nedeniyle birçok bölgede vatandaşlar mağdur oldu.

400’den fazla bodrum ve giriş katlardaki iş yerleri, ev, kapalı otopark ve depolar sel suları ile doldu.

Olayın ardından Kastamonu Belediyesi ekipleri, bir yandan temizlik çalışmalarını sürdürürken diğer yandan da hasar gören yerlerde onarım çalışmaları başlattı.

İHA’nın haberine göre; yaşanan selde köpeklerini ve tavuklarını kurtarmak için canını hiçe sayan emekli öğretmen Baha Can, suya atladı.

Vatandaşlar vazgeçirmeye çalıştı

İnönü Mahallesi’nde yaşayan Can, kulübede boğulmak üzere olan av köpeği, tavuk ve civcivleri kucağına alarak apartmana taşıdı. Baha Can’ı apartmanın penceresinden izleyen vatandaşlar, “Canını da hiçe sayıyorsun.” diyerek geri dönmesi için ikna etmeye çalıştı.

Baha Can’ın yağış sırasında sele maruz kalan aracı ise zarar gördü.

“Bozkurt’taki hadise aklıma geldi”

Kuşburnu topladıkları sırada yağışa yakalandıklarını söyleyen Can, yaşadıklarını şu ifadeler ile anlattı:

“Damatlarım ve kızlarımla birlikte ormanlık alana kuşburnu toplamaya gittik. Baktık hava kararmaya başladı, siyah bir hal aldı. Dedim ki kuşburnu kalsın biz canımızı kurtaralım. Hemen araç ile yola çıktık ve aracı da garaja çektik. Bu arada dolu ile birlikte yağmur başladı. Yavaş yavaş bu görülen alana doğru sular yükselmeye başladı. Tabii ki benim burada köpeğim ve tavuklarım var, civcivlerim var.

Ben, 40-50 yıldır hayvan beslerim, biraz da merakım var. Camdan bakıyorum, biraz içime korku düşmeye başladı. Çünkü kümese doğru sel suları yaklaşmaya başladı. Bu arada istinat duvarı delindi ve çaydan sel suları bu görülen alana doğru akmaya başladı. Bozkurt’taki hadise aklıma geldi, adam aracını kurtarmaya gidiyor ve bu arada kendisini de sel alıp götürüyor.


“Ölümü falan hiç düşünmedim”

Benim bu anlar gözümün önüne geldi ama ben de onlardan bir tanesi olayım dedim, hiç düşünmedim. Çünkü sel suları çok yükseldi. Aşağıya indiğimde apartmandan bağırıyorlardı. Hocayı sel götürecek, hocaya sahip olun diyorlardı sürekli apartmandan. Ben de el salladım, onlar da beni boğuluyor zannetmişler. Sel suları göğsümü geçti, su bastı. Yürümekte artık zorluk çekiyordum. Beni sel suları sürüklemeye başladı, kenara doğru atıyordu. Çünkü çayın kenarında bulunan istinat duvarından gelen su çok şiddetli akıyordu. Sürünerek geldim. Önce köpeğimi kurtardım, zincirini çıkardım ve köprüye doğru salıverdim. Sonra civcivleri ve tavukları kucağıma alarak kurtardım. Tekrar dışarı çıkıp baktığımda köprü üzerinde olan köpeğim, baktım kendini kenara atacaktı. Ya çaya atlayacak ya da suya atlayacaktı, sonra boğulup gidecekti. Tekrar apartmandan indim ve köpeği kucağıma alıp eve götürdüm. Ben burada ölümü falan hiç düşünmedim. Onlar bize Allah’ın emanetleri, biz Allah’a emanetiz, onlar da bize emanet.

“Köpeğim çocuk gibi ağlıyordu”

Hiçbir şey düşünmeden suya atladım. Sel suları göğsüme kadar yükseldi. Sular yükseldikçe feryatları duymaya başladım. Kulübeye geldiğim zaman köpeğim çocuk gibi ağlıyordu. Öyle bir hıçkırarak ağlıyordu ki çocuk gibi ağlıyordu. Yüreğim parçalandı. Tasmasını çor sıyırdım, tasmasını açtığımda köpeğim boğazındaydı sel suları. Gözleri falan köpeğin irileşmişti. Allah’a şükürler olsun bin kere, bana cesaret verdi rabbim, boğulmaktan kurtardım hayvanlarımı.”


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir